top of page

Ego Yönetimi: Liderliğin En Zor, En Sessiz Sınavı

Bir lideri zorlayan şey çoğu zaman dışarıdaki rekabet, piyasa koşulları ya da ekip performansı değildir…


Asıl mücadele içeridedir: Ego ile ve çoğu zaman kişi kendisinin bu mücadelesinin farkında bile değildir. Duygularının dürtüsel tepkileriyle sürüklenir gider.

Ego; doğrudan “kötü” ya da “istenmeyen” bir özellik değildir. Hayatta kalma, var olma, kabul görme ihtiyaçlarımızın en eski koruma mekanizmasıdır. Ancak bilinçli yönetilmediğinde; iletişimi bozar, ilişkileri zedeler, işbirliğini engeller ve liderin kendi potansiyeline erişmesini ketler. Yani bireyin egosu ve davranışları arasında bir direksiyon mekanizmasına ihtiyaç vardır.

Aşağıdaki beş işaret, egonun görünmez şekilde devreye girdiğini gösterir:

1) Haklı Olma Arzusu

Bir liderin her konuda haklı çıkma isteği, öğrenme kanallarını kapatır. Haklı çıkmak isteği; doğruyu bulmak isteğinin önüne geçtiğinde organizasyon gelişemez.

Liderin direksiyona geçme sorusu şu olur: “Şu an haklı olmaya mı çalışıyorum, yoksa anlamaya mı?”

2) Kibir ve Üstünlük Hissi

Bilgiyi, pozisyonu veya deneyimi üstünlük aracına dönüştüren liderler, farkında olmadan etraflarında “konuşulmayan alanlar” yaratır. Kimse risk alamaz, fikir söyleyemez, geri bildirim veremez hale gelir.

Gerçek üstünlük; ekipten daha fazla bilmekte değil, ekipten daha fazla öğrenmeye açık olmaktadır.

3) Aşağılık Kompleksi (Yetersizlik Duygusu)

Ego yalnızca büyüklük değil, küçüklük hissiyle de devreye girer.Yetersizlik duygusu; lideri savunmacı, tepkisel ve bazen kırılgan bir yapıya sokar.

Bu nedenle ego çalışması sadece “kibrin törpülenmesi” değildir; aynı zamanda içsel özgüvenin sağlıklı yapılandırılmasıdır.

4) Savunmacılık

Her geri bildirimi tehdit, her soruyu saldırı, her öneriyi eleştiri gibi algılamak…Savunmacılık, liderin hem gelişimini hem de ilişki kalitesini zayıflatır.

Savunmacılığı azaltmanın yolu, “tehdit algısını değil, merak kasını” büyütmektir.

5) Gurur ve İncime

İncinen bir ego, çoğu zaman susar ama içten içe büyür. Gurur; hem yakın iş ilişkilerini hem de yönetici–çalışan dinamiğini kırılgan hâle getirir.

Olgun liderlik, gururdan değil; şeffaflıktan, cesaretten ve ilişkileri onarma niyetinden beslenir.

Ego Neden Liderlikte Bu Kadar Kritik?

Çünkü ego;

  • Karar alma kalitesini etkiler,

  • İletişim tarzını şekillendirir,

  • Ekipte güven ortamını belirler,

  • Kurum kültürünün görünmez kodlarını oluşturur.

Bir liderin egosunu yönetme biçimi, şirketin tamamında yankı bulur. Kültür dediğimiz şey; liderlerin en küçük davranışlarının büyütülmüş halidir.

Peki Liderlikte Egoyu Nasıl Dönüştürebiliriz?

Bu başlıkları ancak ve ancak kişisel farkındalığı belli seviyeye gelmiş ve kendi üzerinde yönlendirme yetkinliği olan liderler uygulayabilir.

1) Farkındalık geliştirmek: Hangi tetikleyiciler egomu devreye sokuyor? Hangi davranışım hangi duygudan çıkıyor?

2) Niyet kontrolü yapmak: “Şu anda amacım ne? Bağ kurmak mı, kanıtlamak mı?”

3) Geri bildirim döngüsünü güçlendirmek: Kör noktalar, liderin egosunun en çok saklandığı alanlardır.

4) “Öğrenen zihin” ile hareket etmek: Her deneyimi “haklı çıkmak” yerine “büyümek” üzerinden okumak.

5) İlişkileri onarma kası: Gururdan değil; işbirliğinden yana olmak.

Liderlik, Egoyu Yenmek Değil, Yönetmektir

Ego hayatımızdan çıkarılacak bir parça değil; doğru yere konulması gereken bir duygusal mekanizmadır. Olgun liderlik; hem gücün hem kırılganlığın, hem kararlılığın hem de merakın aynı potada yoğrulmasıyla oluşur.

Egonu tanıdığın her an, liderliğin derinleşir. Egonu yönettiğin her an, kültürün güçlenir. Egonu dönüştürdüğün her an, çevren de seninle birlikte büyür.

Ego, yönetilmediğinde lideri değil, şirketi yönetir.

ree

 
 
 

Yorumlar


bottom of page