Şirketlerin Gizli Katili: Yanlış Kararlar Değil, "Kararsızlık"
- Senem Kılıç

- 3 gün önce
- 2 dakikada okunur
İş dünyasında sıkça duyduğumuz bir efsane vardır: "Bir şirketin başına gelebilecek en kötü şey, yanlış stratejiyle ilerlemektir." Ancak veriler ve tecrübeler bize başka bir hikâye anlatıyor. Şirketlerin asıl gizli katili yanlış kararlar değildir. Asıl katil, KARARSIZLIKTIR.
Kötü bir karar, geri bildirimlerle düzeltilebilir. Rota yeniden çizilebilir. Ancak kararsızlık; zamanı, parayı ve en önemlisi yetenekli çalışanların ruhunu yavaşça kemiren sessiz bir hastalıktır.
Peki, karar almakta zorlanan yöneticiler şirketlere sandığımızdan çok daha büyük ne tür zararlar veriyor?
1. "Analiz Felci" İllüzyonu (Analysis Paralysis)
Yöneticiler genellikle "beklemenin" risk almaktan daha güvenli olduğunu sanırlar. Mükemmel veriyi beklemek, bir toplantı daha yapmak, bir rapor daha istemek... Buna yönetim biliminde "Analiz Felci" denir.
Siz o güvenli limanda beklerken; pazar değişir, tüketici alışkanlıkları farklılaşır ve rakipler hamle yapar. Aslında beklemek, "pasif bir risk" almaktır. Hareket etmeyen bir hedef, vurulmaya en açık hedeftir.
2. En Büyük Maliyet: Yetenek Kaybı ve Moral Çöküşü
Bir ekibi demotive etmenin, maaşlarını düşürmekten daha hızlı bir yolu vardır: Onları haftalarca bir onay maili beklemeye mahkum etmek.
Karar alamayan, sürekli erteleyen bir yönetici, ekibine şu alt metni verir: "Sizin hızınızın, emeğinizin ve zamanınızın benim korkularım kadar değeri yok."
Şirketlerdeki "A Oyuncuları" (Yüksek Performanslılar) sonuç görmek ister. İlerlemek, başarmak ve tik atmak isterler. Eğer bir yönetici sürekli "Buna sonra bakalım" diyorsa, A oyuncuları "Başka işe bakalım" derler. Kararsız şirketler, yetenekli insanları tutamaz; geriye sadece statükoyu seven, "maaşım yatsın, iş çıkmasın" diyenler kalır.
3. Sessizce Şişen Maliyetler
Karar, bir projenin yakıtıdır. Yakıt kesilirse motor durur; ama taksimetre (maaşlar, kiralar, lisans ücretleri) işlemeye devam eder.
Kararsızlık nedeniyle 1 haftada bitecek bir işin 1 aya yayılması, şirketin "burn rate"ini (nakit yakma hızını) sessizce ama derinden artırır. Görünürde bir kriz yoktur, ancak bilanço kan kaybetmeye başlar.
Görselde görüldüğü gibi; hızlı karar alanlar zikzaklar çizerek (hataları düzelterek) yukarı tırmanırken, bekleyenler pazarın değişmesiyle ani bir çöküş yaşar.
4. Sorumluluktan Kaçış Kültürü
Karar almakta zorlanan yönetici aslında çoğu zaman sorumluluktan kaçıyordur. "Komite kuralım", "Ortak karar alalım" gibi yaklaşımlar, olası bir başarısızlıkta suçu dağıtma çabasıdır.
Oysa liderlik, belirsizlik anında yön gösterebilmektir. Jeff Bezos’un ünlü "%70 Kuralı" burada devreye girer: "Karar vermek için verilerin %70'ine sahipseniz, harekete geçin. %90'ı beklerseniz, zaten çok geç kalmışsınızdır."
Bu dönemin adı : Kervan Yolda Düzülür
Bugün şiddetle uygulanan iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan iyidir.
Bizim kültürümüzde de bu durumun harika bir karşılığı vardır: "Kervan yolda düzülür."
Elbette bu, körü körüne, plansızca yola çıkmak demek değildir. Bu söz; hazırlığını yap, yola çık, eksikleri ve hataları süreç içerisinde, sahadan gelen gerçek verilerle düzelt demektir.
Şirketlerinizi bekletmeyin. Karar verin, uygulayın, yanılın, düzeltin ve tekrar edin. Çünkü duran düşer, koşan ise en fazla tökezler ve yoluna devam eder.








Yorumlar